Filistin tarihi
Ekim 20, 2024
136 Tracks
00:00
1X
- Her şey, Siyonistlerin dünyanın tüm medyasında yayarak Filistin işgalini meşrulaştırmaya çalıştıkları birkaç kelimelik bir anlatıyla başladı. Bu iddiaya göre, Filistin toprağı boş bir araziydi! Peki gerçekten öyle miydi? Tarihçilere ve arkeologlara göre, Filistin bölgesi Taş Devri'nden beri insanların yaşadığı bir yer olmuştur. Filistin'in bilinen en eski adı, Filistin'e ilk göç eden Kenani Araplardan gelen "Kenan[...]
- Siyonizm, Yahudilerin Filistin topraklarına dönmesini ve bu topraklarda bir Yahudi devletinin kurulmasını savunan bir harekettir. Bu hareketin belirli bir programa sahip, aktif ve tutarlı bir hareket olarak oluşum tarihi 19. yüzyılın sonlarına kadar uzanmaktadır. Siyonizm, 1948 yılında Filistin topraklarını işgal ederek, başta İngiltere ve Amerika olmak üzere Batılı ülkelerin desteğiyle amacına ve hedefine ulaşmış ve[...]
- Eski Ahit metinlerinde belirtilenlere göre, Beni İsrail, Kenan topraklarını fetheden ve ona hakim olan "Yeşu ben Nun" zamanından beri bu toprakları yüzyıllar boyunca kendi kontrollerinde tutmuş ve Davud ve Süleyman gibi krallar zamanında burayı büyüklüklerinin zirvesine ulaştırmışlardır. Büyük bir ihtimale göre, MÖ 560 ila 540 yılları arasında yazılmış olan "İlk Krallar" kitabı, Beni İsrail halkının[...]
- Eski Ahit'te yer alan Tevrat kitabının metninden de anlaşıldığı gibi; Yahudi halkının tüm sefaletleri, yüce Allah'ın emrine itaat etmemeleriyle başladı. Allah'ın emrine uymayan her milletin cezaya çarptırılacağı doğal bir olaydır. Beni İsrail peygamberleri, isyan ve fesadın durdurulması için Yahudi kavmine bu ilahi geleneği defalarca hatırlatmışlardır. Kutsal Kitap'ta, bu insanların Allah ile yaptıkları ahde uymadıkları takdirde,[...]
- Hıristiyanlığın tarihi, Yahudilerin gerçekleştirdiği her türlü karışıklık, komplo, fitne ve komplolarla doludur. Yahudiler Hz. İsa'yı öldürmeye çalıştıktan sonra Hıristiyanları yerinden etmeye, komplo kurmaya ve fitne çıkarmaya başladılar... İncil'den meşhur bir hikâye'ye değinmek istiyoruz: İsa (as) kavminin ileri gelenlerine bir benzetme yaparak şöyle diyor: Bir grup şarap imalatçıları bir üzüm bağı kiraladılar, fakat bağın sahibine para[...]
- Merhaba. Bu günlerde İsrail'in Gazze'ye yönelik yıkıcı saldırıları ve Filistinlilere yönelik soykırım, dünya gündeminin en önemli haberidir. Siyonistler, Aksa tufanı intikamını almak için hiçbir kırmızı çizgi tanımazlar. Son 75 yılda Siyonistler, Filistin'i işgal etmek ve sahte İsrail rejimini kurmak için hiçbir suçtan kaçınmadılar. Ancak kamuoyunu haklı çıkarmak ve Filistin işgalini meşrulaştırmak için her zaman mazlum[...]
- Merhaba ben... ve "Yahudi halkının İcadı" podcast'inin ikinci bölümüyle sizlerleyim. Bu podcast'te kısaca "Yahudi Ulusunun İcadı" olarak adlandırdığımız kitap, 2008 yılında işgal altındaki Filistin'de basıldı. Kitap on dokuz hafta boyunca İsrail'in en çok satanları listesinde yer aldı. Kitabın yazarı Shlomo Sand, Yidiş ve Polonya kökenli ebeveynlerden doğdu. İşgal altındaki Filistin'de doğan Sand, Tel Aviv Üniversitesi'nde[...]
- Merhaba ben... İran Radyo'dan ve "Yahudi halkının İcadı" (The Invention of the Jewish People) podcastinin üçüncü bölümünden sizlerle beraberim. Bu kitap Tel Aviv Üniversitesi profesörü Shlomo Sand tarafından yazılmıştır. Bu kitabı sizin için tekrarlamamızı sağlayan şey, Siyonistlerin Filistin'in işgalinde sahte bir devlet kurma konusundaki tüm tarihi temel ve iddialarını sorgulamasıdır. Shlomo Sand, "Yahudi halkının İcadı"[...]
- Kutsal Kitap ne zaman yazıldı ve yazarları kimlerdi? Merhaba ben...... İran Radyo'dan ve şu anda "Yahudi Halkının İcadı" kitabının dördüncü bölümünü dinliyorsunuz. Bu kitap Tel Aviv Üniversitesi'nde profesör olan Shlomo Sand tarafından yazılmıştır. Bu kitabı sizin için yeniden okumamızı sağlayan şey, Siyonistlerin işgal altındaki Filistin'de sahte bir devlet kurma yönündeki tüm temellerine ve tarihi iddialarına[...]
- Selamlar, ben... İran Radyo'dan ve siz "Yahudi halkının icadı" kitabının 5. bölümünü dinliyorsunuz. Bu kitap Tel Aviv Üniversitesi profesörü Shlomo Sand tarafından yazılmıştır. Bu kitabı sizin için tekrarlamamızın sebebi, Siyonistlerin Filistin'de sahte bir devlet kurma konusundaki tüm tarihi temel ve iddialarını sorgulamak. İsrail rejiminin Gazze'ye saldırısı ve Filistinlileri katletmesi, dünya kamuoyunun dikkatini İsrail'in sahte tarihine[...]
- Bugün, İsrail rejiminin Gazze'ye saldırısı, Filistinlilerin katledilmesi ve Filistinli liderlerin suikasta uğratılması, dünya kamuoyunun dikkatini İsrail'in sahte tarihine çekti. Siyonistler, onlarca yıl boyunca tarihi çarpıtarak ve kendilerini kurban göstererek Filistin halkına yapılan işgali ve katliamları meşrulaştırmaya çalıştı. 7 Ekim'de 17 yıllık kuşatma ve ambargonun ardından başlatılan "Aksa Fırtınası" operasyonu ve İsrail'in bu operasyona gösterdiği orantısız[...]
- "Yahudi Halkının İcadı" podcast'inin son bölümüne başlamadan önce, daha önce söylediklerimizi öğrenmek için İran Radyo web sitesini ve sosyal medya hesaplarını (Iranradio.ir) ziyaret etmenizi ve önceki bölümleri dinlemenin yanı sıra, size ücretsiz olarak sunduğumuz birçok başka podcasti de dinlemenizi öneririm. Ayrıca düşüncelerinizi bizimle paylaşabilirsiniz. Şimdi, Yahudiler arasında din değiştirme konusunu ele alırken Yahudi halkının sahte[...]
- Sizler de mutlaka birçok geceyi gökyüzüne bakarak ve onun sonsuz yıldızlarını seyrederek geçirmişsinizdir. Gökyüzünün şeffaf ve aydınlık olduğu gecelerde, gökyüzü bambaşka ve ender rastlanan bir manzaraya bürünür.... Maalesef, bu günlerde büyük şehirlerdeki elektrik ışıklarının parlaklığı, duman ve toz birikmesi, bizleri berrak gökyüzünün hoş manzarasını görebilmekten mahrum bırakmış. Geceleri çölde veya dağ eteklerinde gökyüzüne şöyle bir[...]
- Annesi hastalandığında Abdullah oğlu Hüseyin'in doğumunun üzerinden yaklaşık altı yıl geçmişti. Abdullah, Buhara'nın en iyi doktorlarını eşinin tedavisi için getirmiş fakat yine de eşinin hastalık dönemi çok uzun sürmüştü. Aradan aylar geçtikten sonra nihayet Setare yavaş yavaş iyileşmeye başlamıştı..... Abdullah, eşinin elinden tutmuş, yüce Allah'a eşinin iyileşmesinden dolayı Allah'a şükrederek şöyle diyordu: Allah'ın ilahi rahmetin[...]
- Hicri kameri 389 yılı yaz aylarının son günlerinden birinde Abdullah eşine şöyle dedi: Cuma gecesi bir grup dost ve komşularımız bize gelecek. Hazırlık yapmamız gerekir. Hizmetçilere evi temizleyip, güzel ikramlıklar hazırlamalarını söyleyin. Misafirlerimizi mükemmel bir şekilde ağırlamalıyız. Eşi Setare; Ne misafirliği, diye sordu: Abdullah heyecanla cevap verdi: "Ad Koyma" merasimi..... Benim önümüzdeki birkaç gün içinde[...]
- O Akşam, şehrin bilim adamları ve doktorlarından oluşan bir grup, üst üste üçüncü gün, konuşma ve istişare yapmak amacıyla Abdullah'ın evinde toplanmıştı. Aralarında yaşlı, eğitimli ve doktor olan İbn Sina'nın talebelerinden de bazıları da bulunmaktaydı.. Herkes ne olacağını merakla bekliyordu. Genç profesörün derslere katılmamasının üzerinden bir kaç gün geçmişti. Orada bulunanlar bunun sebebinin ne olduğunu[...]
- Sabah olmuş, Buhara şehrinde güneş daha yeni yeni doğmuştu. O dönem "Buhara" Samani hanedanının başkentiydi. Samanî yönetiminin kapsamı, günümüzün doğu İran'ının yanı sıra, bugün Türkmenistan Cumhuriyeti ve Afganistan olarak bildiğimiz ülkeleri de kapsıyordu. O dönemde bu toprakların tamamı İslami İran'ının bir parçasıydı. Sabahın ilk saatlerinde birden Buhara kentinin sokaklarında dörtnala koşan at sesleri duyulmaya başladı.[...]
- Hicri kameri 387 yılında Samani hükümdarı "Nuh bin Mansur" vefat etmiş ve yerine oğlu Mansur tahta geçmiş ancak Samani prens ve generallerinin nifak ateşi ve hırsı ülke işlerinde büyük bir kaosa neden olmuştur. Samani hükümetinde ordu komutanı konumuna ulaşan Türk kölelerden biri, Mansur'un krallığına muhalefeti nedeniyle kralın gazabına düçar oldu ve Gazne şehrine kaçtı. O[...]
- Gazne'de iktidara gelen Türk köleler Abbasiler tarafından destekleniyordu. Abbasiler, İslam Peygamberi'nin (sav) halefi olduğunu iddia eden ve beş yüz yıldan fazla bir süre İslam topraklarının yönetimini üstlenen üçüncü halife hanedanıydı. "Gazneliler" defalarca Sâmânîlerin topraklarına saldırı düzenleyerek onlara ağır hasarlar verdiler. Gaznelilerin ön yargıları ve dış görünüşleri, dinî konulardaki her türlü düşünce ve muhakemenin inançsızlık ve[...]
- İbni Sina, memleketi Buhara'yı terk etmek mecburiyetinde kaldığı dönemde yaklaşık 22 yaşındaydı ve Gazneli Mahmud'un zulmünden Harezm hükümdarına sığınmıştı. O Harezmşah'ın sarayına giderek ilim ve bilim dostluğuyla bilinen Gürgenç hükümdarının yoğun ilgisi desteğiyle karşılandı. Hükümdarın emri üzerine onun şanına yakışan bir ev ve geçimini sağlayabilmesi için maaş belirlendi. Harezmşah'ın sarayında pek çok alim ve bilim[...]
- Samanoğulları hanedanının yıkılmasından sonra, egemenliklerinin geniş toprakları daha küçük parçalara bölündü ve bunlardan birine "Harezm" adı verildi. Harezm hükümdarları her daim ilme büyük önem vermiş ve pek çok ileri gelenleri ve bilim adamlarını saraylarında toplamışlardır. Önde gelen alimlerden bir grup, "Harezm İlim Derneği" adı verilen bir derneğe üyeydi. Bu derneğin başkanı ise tüm toplantılarına bizzat[...]
- Gazneli Sultan Mahmud'un İran'ın ünlü şairi Hekim Ebulkasım Firdevsi'ye saygısızlık etmesi üzerine Firdevsi, hükümdarın bu hareketine itiraz amacıyla Gazneli sarayını terk etti... Gazneli Sultan Mahmud artık başka şairleri, bilim adamlarını ve alimlerini sarayına davet ederek kaybettiği itibarını yeniden kazanmaya çalışıyordu. Zaman zaman Harezmşah sarayının alimlerine mektuplar göndererek onları bazen korkutup tehdit ederek sarayına çağırıyordu. Ancak[...]
- Bundan önceki sohbetimizde Mahmud Gaznevi'nin şerrinden kurtulmak için bazı yakın arkadaşlarıyla birlikte çok zorlu bir yolculuğa çıkan ünlü İranlı bilge, filozof, astrolog ve hekim İbni Sina'nın bugünkü Özbekistan'ın kuzeyinde bir şehir olan Gürgenç'ten İran'ın kuzeydoğusundaki Nişabur'a doğru yola çıktığını belirtmiştik. Mahmud Gaznevi'nin ajanları yolculuk boyunca sürekli onu takip edip, Neyşabur'da tutuklamak için çok uğraştılar. Fakat[...]
- İranlı büyük bilim adamı, filozof ve hekim Bo Ali Sina'nın çok zor bir hayatı vardı. Dar görüşlü, kibirli ve bağnaz Gazneli hükümdarların baskı ve kötülüklerinden uzak kalabilmek içim şehirden şehre göç etmek zorunda kalmıştı. Bu Ali, Gazneli Sultan Mahmud'un casuslarından saklanabilmek için gittiği her şehirde gizli bir hayat sürüyordu, fakat tıptaki şöhreti ve yeteneği nedeniyle[...]
- Bundan önceki sohbetimizde, Seyahat etmenin zorluğunu, Harezm krallarının sarayında yaşamanın rahatlığına tercih eden ve Gazneli Sultan Mahmud'un gazabından korunabilmek amacıyla Gorgan'a giden İbni Sina'nın hayatının inişli çıkışlı hikayesinden bahsetmiştik. Gorgan'da Ziyariyan hanedanının dördüncü kralı Emir Kabûs bin Vuşmgir, İbn Sina'yı bağrına basıp, destekledi ancak İbni Sina kısa sürede bu büyük destekçisini kaybetti. Sultan Kabus, Gorgan'a[...]
- Mecduddovle ve Şemsüddovle, babalarının ölümünden sonra her birinin kendi topraklarının bir kısmını kendi komutası altına alan Kral Deylemi'nin oğullarıydı. Mecduddovle kendi hakkından ve durumundan memnundu, ancak Şemsüddovle sürekli olarak hükümetinin topraklarını genişletmeyi düşünüyordu. Bu durum sonunda iki kardeş arasında anlaşmazlığa neden oldu. Bu iki kardeş arasındaki çekişme, İran'ın büyük filozofu ve hekimi İbn Sina'nın aracılığı[...]
- İsfahan şehrinin eski mahallelerinden birinde "Kuye Gunbed" adı verilen büyük bir ev, her daim İsfahan'ın mimarlarının, ustalarının ve usta portre ressamlarının en uğrak yerlerindendi. Şimdi özel çalışanlar halıları, perdeleri, tabakları ve diğer ev eşyalarını son derece dikkat ve titizlikle yerleştirerek, süslemekle meşgullerdi. Tüm hazırlıkları yakında gelecek olan misafir için yapıyorlardı. Emir'in şeref konuğuna yakışır, mümkün[...]
- Günlerdir, Al-e Buye'nin ileri gelenlerinden Emir Celâluddovle'nin evi, saray soylularının ve bir grup İsfahan halkının gezi ve ilgi alanı olmuş, Başta Emirzade Mehyar olmak üzere o evin sakinlerinin haberi kulaktan kulağa yayılarak herkesi şaşkına çevirmişti. Her sabah şehrin ünlü doktorları bu eve gelerek orada toplanan halkın arasından evin içine giriyor ve geceleri yorgun, çaresiz ve[...]
- Hekim İbni Sina'nın, Gazneli Mahmud'un zulmünden korunabilmek için zorlu bir yolculuğa çıkmasının üzerinden epey zaman geçmiş ve nihayetinde İsfahan'a ulaşmıştı. Mahmud Gaznevi'ye ömrünün sonunda tüberküloz (Verem) hastalığına yakalanmış, ve Hicri kameri 421 yılında bu hastalıktan dolayı yaşamını yitirdi. Herkes, Mahmud'dan sonra bir sonraki Gazneli hükümdarı Mahmud'dan yollarını ayıracağını umut ediyordu, ama Mesud babasının sertliğini ondan[...]
- Haçlılar bu seferi öğrenince diğer şehirlerin fatihlerinden yardım istediler ve haçlıların sayısı Müslüman ordusunun birkaç katına ulaştı. Ancak İmadeddin çok mücadele etti ve Haçlıları yenip kaleyi yeniden ele geçirmeyi başardı. Bu, Müslümanların Haçlılara karşı kazandığı ilk zaferdi. Bir süre sonra Emad al-Din iç komplocular tarafından öldürüldü ve krallığı iki oğlu arasında paylaştırıldı; Musul, El-Kaz'a ulaştı[...]
- Kudüs'ün haçlı kralı Baudouin'in vefatından sonra yerine oğlu Amaury geçti. Uzun bir süre, kendisini güçlendirmek için Mısır Fatımileri ile Nureddin Zengi arasındaki siyasi ve dini ihtilaflardan yararlandı, ancak Mısır'ı işgal etme hırsı, her iki Müslüman güçle olan siyasi ilişkisini gerginleştirdi. Ani bir hareketle Bizans imparatoruyla birleşerek Mısır'a saldırmaya karar verdi ve MS 1169'da Damietta'yı kuşatmayı[...]
- Hıttin Muharebesi'nde Haçlılarla karşı karşıya kalan Selahaddin Eyyubi'nin ordusu, Haçlı devletlerinin kuruluşundan bu yana Haçlıların karşısına çıkan en büyük Müslüman ordularından biriydi. Musul'dan Kahire'ye kadar Müslümanları birleştiren Selahaddin, haçlı üslerini yok etmek amacıyla ordusuna büyük bir erzak kaynağı elde etmeyi başardı. Ancak Müslüman ordusunun teçhizatı ve taktiği, son elli yılda Kutsal Topraklarda Haçlılarla savaşan ordunun[...]
- Bu cümleler, kitabında Haçlı Seferleri tarihini adil bir bakış açısıyla ele alan Steven Runciman'ın sözleriydi. O şöyle yazıyor: "Selahaddin, askerleri, sokakları ve kapıları gözetleyerek insanların canına ve malına tecavüz edilmesini engelledi. Ancak Hıristiyanlar Kudüs'ü fethettiğinde şehirde çok sayıda insanı öldürdüler ve çok kan akıttılar. Ayrıca Hıristiyanların savaşma ve öldürme şekillerinden anlıyoruz ki, haçlılar, hatta dini[...]
- Bu cümleler, kitabında Haçlı Seferleri tarihini adil bir bakış açısıyla ele alan Steven Runciman'ın sözleriydi. O şöyle yazıyor: "Selahaddin, askerleri, sokakları ve kapıları gözetleyerek insanların canına ve malına tecavüz edilmesini engelledi. Ancak Hıristiyanlar Kudüs'ü fethettiğinde şehirde çok sayıda insanı öldürdüler ve çok kan akıttılar. Ayrıca Hıristiyanların savaşma ve öldürme şekillerinden anlıyoruz ki, haçlılar, hatta dini[...]
- Dönemin Konstantinopolis imparatoru Isaac Angelous, Almanlarla ilişkilerde önceki Bizans imparatorlarının haçlı seferlerinin birinci ve ikinci dönemlerinde yaptıklarını tekrarladı. Alman imparatorunun ordusunu ele geçirdi ve ordusuna haçlıların geçişini engelleme emrini verdi. Ayrıca Selahaddin'e bir elçi göndererek ona Alman ordusunun durumu hakkında bilgi verdi. Alman imparatoru, İshak'ın bu hareketinden haberdar olunca, güzergahı üzerindeki şehir ve kasabaları yağmalayarak[...]
- Bir önceki bölümde de belirttiğimiz gibi Aslan Yürekli Richard'ın Kudüs'ü fethetmeye çalışacağı öngörülüyordu ancak gerçekleşmedi. Aşkelon'un kolay fethinden sonra Kudüs'ten iki mil uzaktaki şehirlere doğru gitti. O andan itibaren Richard, Kudüs'e doğru ilerlemenin uygun olmadığını düşündü. Bu yüzden bir konsey oluşturulmuş ve konseyin kararına göre ordular önce Kahire'ye doğru hareket etmiş ancak yolun ortasında Richard,[...]
- Pek çok Fransız soylu ve Hıristiyan lord, Haçlı Seferleri'ni destekleyen büyük gruba katıldıktan sonra Thibald'ı komutan olarak seçtiler. Thibald, ordunun ticari bir limandan geçişi için bir sözleşme imzalamak amacıyla İtalya'ya bir grup gönderdi. Venedik cumhurbaşkanı ile imzalanan sözleşmeye göre Venedik'in bir yıl boyunca askerlerin taşıma ve beslenme masraflarını karşılaması ve elli savaş gemisi ithal ederek[...]
- Bu bölümde Haçlı Seferleri'nin dördüncü aşamasının sonuçları ve Haçlı Seferleri'nin beşinci aşamasının oluşumuna yönelik hazırlıkları masaya yatıracağız. Önceki bölümde Müslümanlara karşı savaşmak için gelen Haçlıların artık Hıristiyan şehirlerini yağmalama hırslarının kalmadığından bahsetmiştik. Bu nedenle birçoğu kendilerine arsa ve ev işgal ederek Konstantinopolis'e yerleşti. Bu olay ve Haçlıların birçok başarısızlığı, savaşçıların başarısızlığının kendilerinin suçluluğundan kaynaklandığı fikrini[...]
- Beşinci Haçlı Savaşı’nı başlatmak için Macaristan kralı, diğer Avrupa krallarından daha erken doğuya hareket etmeye hazırlandı ve ardından Avusturya Dükü Leopold, birlikleriyle ona katıldı. Kont Briney'nin kral olduğu Akka’da toplandılar. Bütün bu orduların Akka'ya gelişi, burayı kıtlıktan daha da fazla etkiledi. Bu nedenle Haçlı hükümdarı, diğerlerini de bir an önce Müslümanlara karşı savaşa girmeye teşvik[...]
- Beşinci Haçlı Savaşı’nı başlatmak için Macaristan kralı, diğer Avrupa krallarından daha erken doğuya hareket etmeye hazırlandı ve ardından Avusturya Dükü Leopold, birlikleriyle ona katıldı. Kont Briney'nin kral olduğu Akka’da toplandılar. Bütün bu orduların Akka'ya gelişi, burayı kıtlıktan daha da fazla etkiledi. Bu nedenle Haçlı hükümdarı, diğerlerini de bir an önce Müslümanlara karşı savaşa girmeye teşvik[...]
- Bu savaşlarda Müslümanların Hıristiyan esirlerle olan davranışları Batılı tarihçileri hayrete düşürmüştür. Sultan El Kamel'in merhametiyle ölümden kurtarılan Haçlılardan biri anılarında şöyle yazıyor: "Geçmişte akrabalarını öldürdüğümüz, mallarını yağmaladıktan sonra topraklarından sürdüğümüz Mısırlılar, şimdi biz onların elinde esirken, canımız onların elindeyken, bize yiyecek verdiler ve ölümü kurtardılar." Barış sağlandıktan sonra, bunun uygun şekilde uygulanmasını sağlamak için her[...]
- Alman İmparatoru Frederick, Papa'nın düşünce ve isteğinin aksine, MS 7 Eylül 1228'de küçük bir orduyla Akko'ya girdi. o her şeyden önce Kudüs'ü Mısır ve Filistin'in hükümdarı El Kamil'in elinden dostane ve barışçıl bir şekilde almak istiyordu. Kardeşi El Mu'zam'ı kendisine ciddi bir düşman olarak gören El-Kamel, onu yatıştırmak ve ayrıca haçlı ordusunu kardeşine karşı kullanmak[...]
- Haçlı savaşlarının 5. aşamasında söylediğimiz gibi Moğollar İslam topraklarına bir sel gibi akın ederek oraları yok ettiler. Tarihsel raporlar, bir yandan Moğolların dinlere karşı tarafsız olduklarını beyan etmelerine rağmen Hıristiyanlara karşı daha fazla yumuşaklık gösterdiklerini, diğer yandan da iki saldırgan grubun Müslüman topraklarını ele geçirmek için ittifak kurması nedeniyle, ayrıca bazı Moğol hükümdarlarının Hıristiyan eğilimleri[...]
- Fransa Kralı Louis, haçlı seferine hazırlanmak için üç yıl harcadı ve bu savaşın masraflarını karşılamak için halktan ağır vergiler aldı. Louis'in ordusu Ağustos 1248'de Kıbrıs'a doğru yola çıktı ve ardından Mısır'a geçti. Dimyat'a vardığında haçlıların sayısı 50 bindi. Mısır'ın hükümdarı Sultan El Salih Eyyub, Haçlıların Dimyat'a varmasından kısa bir süre önce Humus şehrinin kuşatması altında[...]
- Bu günkü sohbetimizde tarihe şöyle bir göz atarak, sizleri İran'ın kültürel ve tarihi mirasının bir bölümüyle tanıştırmaya çalışacağız. Bugün günümüz İran'ının batısında yer alan Lorestan bölgesine giderek ve bu bölgedeki en eski insan sanatlarından biri olan bronz sanatını değineceğiz.... ************************* Yaklaşık üç bin yıl önce, bugün Lorestan olarak bilinen bölgede, bronz sanatı çok gelişerek zirveye[...]
- İran, çok zengin bir tarihe sahip oluş, her köşesinde muhteşem hazineler barındıran kadim bir ülkedir. Bu bölgelerden biri de Kerman eyaletindeki Şehdad çölüdür. İran'ın güneydoğusunda yer alan bu bölge, kayıp bir medeniyetin anlatıcısı olmanın yanısıra içerisinde bir çok saklı hikaye bulunmaktadır. Arkeologlar Kerman kentinin Şehdad bölgesinde yaptıkları kazılarda "Derfeş Şehdad" olarak bilinen tarihin en eski[...]
- Acaba, bugüne kadar insanların neden sembol kullandığını hiç düşündünüz mü? Peki sembollerin insanlar için işlevi nedir? İnsanoğlu tarih boyunca hiçbir şekilde ifade edemediği, tarif edemediği türlü kavramlarla karşılaşmıştır. Yavaş yavaş düşüncelerini ifade etmek için sembolleri kullanabilecekleri kanısına vardılar. Örneğin İranlılar aslan sembolünü cesaret ve gücü ifade etmek için kullanırlar. Aslan, çok eski zamanlardan beri İranlılar[...]
- İran'daki Efşar hanedanının kralı Nadir Şah Efşar'ın adı "Işık Denizi Elması" ile bağlantılı olduğundan, öncelikle Nader Şah'ı tanıtalım ve " Işık denizi elması" nın kazanılmasıyla sonuçlanan savaştan bahsedelim... Naderşah Efşar, MS 1736'da taç giyen bir İran kralıdır.Bütün hayatını savaşlarda geçirmiş ve İran'ın zamanın en güçlü ülkelerinden biri haline getirmiştir. Afganların bastırılması, Osmanlıların ve Rusya'nın İran'dan[...]
- Great Russell Caddesi üzerindeki İngiliz müzesi (British Museum) dünyanın en eski ulusal kamu müzesi olarak 1753 yılında kurulmuş ve 1759 yılında kapılarını halka açmıştır. Londra Müzesi olarak da bilinen bu müze, Fransa'daki Louvre Müzesi'nden sonra geçmişe ait 7 milyon antik ve sanatsal eseri barındıran dünyanın ikinci büyük müzesidir. Salonlarından biri olan "Eski İran" salonunda, ilk[...]
- "İran'ın Tarihi Hazinelerine Bakış" isimli podcast'in bugünkü bölümünde sizlere, geçmişi beş bin yıl öncesine, evet yanlış duymadınız, tam 5 bin yıl öncesine dayanan dünyanın ilk animasyonundan bahsetmek istiyoruz... 40 yıldan fazla bir süre öncesine kadar arkeologlardan gizlenen bir şehri hep birlikte tanıyalım.... İran'ın kayıp medeniyetlerinden biri sayılan bir şehir.... *************** Müzik **************** Sanat ve sanatla[...]
- Evet değerli dinleyiciler, bugünkü podcast'te "Kanatlı İnek Altın Vazosu", "İki Başlı Canavar ve Ceylan Vazosu" ve "Hayat Efsanesi Vazosu" adlı üç tarihi eserden bahsetmek istiyoruz... Efsaneyi ve tarihi anlatan, hatta efsanenin de ötesine geçerek hayatı anlatan tarihi efsaneler..... Fakat isterseniz, öncelikle bu tarihi eserlerin nerede keşfedildiğinden söz edelim..... İran'ın kuzey bölgelerindeki Gilan eyaletinin Rudbar şehrinde[...]
- İran'ın Hicri 4. ve 5. yüzyıllarının ünlü şairi Hekim Abu'l Kasım Firdevsi'yi ve onun ebedi şaheseri olan "Şehname" yi mutlaka duymuşsunuzdur..... Fars Edebiyatı'nın en yüce kültürel değerlerinden biri olan şiir şeklinde düzenlenen bu eser, Dünya Edebiyatı şaheserleri arasında da sağlam ve parlak bir konuma sahiptir. Daha doğru bir ifadeyle Firdevsi İran milletinin izzetinin münadisi, Şehname[...]
- Bugüne kadar İran tarihinde genellikle birbiriyle karıştırılan bu iki taht hakkında bir şeyler duydunuz mu? İranlı sanatçıların yaptığı iki muhteşem taht! Biri Hindistan'da Kralı Gorkani için inşa edilmiş, diğeri ise İran'da inşa edilmiş, fakat bu kez Gacar Kralı için inşa edilmişti!.. Bu tahtların ikisi de çok muhteşem fakat kaderleri farklıydı.... Bu iki tahtın hikayesini dinlemek[...]
- Seleukoslar Döneminden kalma Herkül Kabartması... Herkül heykeli Bisotun (Kermānshāh bölgesi) arkeolojik sitesinde yer almaktadır. Bu bir buçuk metre uzunluğundaki kabartma heykel, cilalı dağ taşından yapılmış ve arkasından ona bağlanmıştır. Herkül, dirseğin üzerinde duran yarı bükülmüş sol kanadı uzun bir platform 2,20 metre üzerinde ve sol elinde yüzüne yakın bir fincan vardır; Sağ el, diğer bacağın[...]
- Evet, bu olay Rıza Şah'ın hiç düşünmeden ve çalışmadan 1927'de göçebeleri yerleştirmeye karar vermesiyle başladı! O Göçebeleri kontrolü altına almayı amaçlıyordu. Yıllar sonra, 1936'da hükümetin baskısıyla Bahtiyari göçebeleri Şami isimli bir bölgede ev inşa etmeye başladılar. Temel inşa ederken sert bir cisme çarptılar. Onu yerden çıkardılar ve bronz bir adam heykeliyle karşılaştılar. Yıllar sonra dünyaca[...]
- Zencan İran'ın kuzeydoğusunda yer alan şaşırtıcı cazibelere sahip bir kenttir. Tahran-Tebriz ve dolayısıyla Türkiye'ye uzanan transit yol üzerinde bulunan Zencan 8 ilçeden oluşmakta ve başkent Tahran’a 298 km mesafede bulunmaktadır. Türk kesimlerinin yaşadığı kentte halkın kullandığı ana dili de Azeri Türkçesi şivelerinden biridir. İran'ın dört mevsimde en serin kentlerinden birisi olan Zencan, sıcak bir yaz[...]
- Evet değerli dinleyiciler bugünkü sohbetimizde Ahameniş "Bar-Am"ın petroglifi'nin rolünden bahsedeceğiz. Yani sırasın insanların Kralın huzuruna kabul edilmesinin yer aldığı görüntüler... Ahameniş döneminden önce de buna benzer resimler vardı. Örneğin bugün Irak'taki Asur yerleşimi "Tal Barsip"te «تَل بَرسیپ» , elinde bir çiçek ve bir baston tutan ve tahtta oturup, insanların huzuruna gelmesini bekleyin bir Kralın tasviri.[...]
- 1993 baharında BM Güvenlik Konseyi Srebrenitsa'yı "güvenli bölge" ilan etti; Ancak daha sonra savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırımdan suçlu bulunan Ratko Mladić komutasındaki güçler, BM gözetimindeki bölgenin yasalarını çiğneyerek acı bir suç işledi. Sırpların işgali ile yaklaşık 15.000 Srebrenitsalı çevredeki dağlara kaçtı ancak Sırp güçleri onları buldu ve binlercesini katletti. Kurbanların cesetleri ülke[...]
- Temmuz 1992'ye kadar kuşatma altındaki Srebrenitsa bölgesinin tüm sakinlerinin ortak noktası "açlık"tı. Günde en fazla bir öğün yemek yiyorduk ve bu öğünün günde iki öğüne ulaştığı çok nadirdi. Şehir, gün boyu amaçsızca dolaşan ya da binaların gölgesinde saatlerce dinlenen bitkin insanlarla doluydu. Akşamın sonunda gruplar binaların önünde toplanarak her köşeden duydukları haberleri yüksek sesle tartışıyorlardı.[...]
- İran Rado Podcast Dinleyeceğiniz podcast İran Radyo medya servisi tarafından sunulan bir podcast serisidir. Daha fazla podcast dinlemek istiyorsanız, https://İranradio.ir/tr web sitesi ve bu sitenin sosyal medya hesaplarını dinleyebilirsiniz.... Her sabah erkenden, Srebrenitsa'nın dar vadisinden sabah sisi kalkmadan önce, yüzlerce kişi silah ve ip ellerinde şehrin etrafındaki yüksek yamaçlardan yukarı tırmanıyordu. Hepsi bir önceki günün[...]
- İran Rado Podcast Dinleyeceğiniz podcast İran Radyo medya servisi tarafından sunulan bir podcast serisidir. Daha fazla podcast dinlemek istiyorsanız, https://İranradio.ir/tr web sitesi ve bu sitenin sosyal medya hesaplarını dinleyebilirsiniz.... hangi operasyonun ne zaman yapılacağını ve hangi birliklerin katılacağını önceden tahmin etmek mümkündü. Operasyon başlamadan bir veya iki gün önce şehrin havası gergin olur ve asker[...]
- İran Radyo Podcast Dinleyeceğiniz podcast, "İran Radyo" medya servisi tarafından sunulan bir podcast serisidir. Daha fazla podcast dinlemek isterseniz, https://iranradio.ir/tr web sitesi ve bu sitenin sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz. "Mezardan kartpostallar" kitabı, İngilizce kaleme alınan Srebrenitsa Soykırımı'nın ilk anlatımıdır ve bugüne kadar 9 dile çevrilmiştir. Bu podcast'te bu kitabın bilgilerini kullanarak bu soykırımın Avrupa'da[...]
- Merhaba Mezardan kartpostallar podcast'ine hoş geldiniz. Ben .... ....'dan .... ve "Mezarlardan Kartpostallar" dizisinin 6. bölümünde sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. Bu podcast, 1995 yılında Sırplar tarafından Bosnalı Müslümanlara karşı gerçekleştirilen Srebrenitsa soykırımı ve katliamı, yani Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan en büyük insanlık trajedisini konu alıyor. Önceki bölümlerde Srebrenitsa bölgesinin soykırımdan önceki gelişmelerini[...]
- Merhaba Mezardan kartpostallar podcast'ine hoş geldiniz. Ben .... ....'dan .... ve "Mezarlardan Kartpostallar" dizisinin 6. bölümünde sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. Bu podcast, 1995 yılında Sırplar tarafından Bosnalı Müslümanlara karşı gerçekleştirilen Srebrenitsa soykırımı ve katliamı, yani Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan en büyük insanlık trajedisini konu alıyor. Önceki bölümlerde Srebrenitsa bölgesinin soykırımdan önceki gelişmelerini[...]
- Bosnalı Sırplar, en azından kırsal kesimlerde yaşayanlar, Noel arifesinde bir parça dana bonfileyi evin dışına çıkararak bir geleneği yerine getirirler. İnanışlarına göre, et sabaha kadar donarsa, önümüzdeki yıl iyi bir yıl olacak, donmazsa ise önümüzdeki yılın iyi geçmeyeceğinin bir işaretidir. O sabah, garip bir soğuk Kravice'yi sarmıştı. Eller, soğuktan silahın namlusuna yapışıyordu. Fakat etler donmadı.[...]
- Merhaba. "Mezardan Kartpostallar" podcastinin dokuzuncu bölümüne hoş geldiniz. Ben ... İran Radyo servisindenim ve bu podcastte sizlere 1990'larda Bosna halkının yaşadıklarından bahsedeceğim. Bu seri, aynı isimli kitaptan uyarlanmıştır. Yazarı, Srebrenitsa şehrinde büyümüş ve Sırp Cumhuriyeti Ordusu tarafından bu Müslüman nüfuslu şehrin sakinlerine yönelik soykırıma tanık olmuş Amir Suliagiç'tir. Amacımız, bu bölgenin insanlarına karşı işlenen bu[...]
- Hayatımı ve etrafımdakilerin hayatlarını her şekilde değiştiren tüm olaylar arasında, o özel gün hala hafızamda tazeliğini korumakta. Belki de o günün oldukça normal bir şekilde başlaması ve olup bitenin farkına vardığımda artık çok geç olmasıydı. Çok geç, kanlı ve ölümcül. Her zamanki gibi o gün de işe gitmek için erkenden yola çıktım. Binaya vardığımda sigara[...]
- ‘’Başlangıçtan Günümüze Kadar Sömürgecilik’’ podcast serisinde, sömürgecilik olgusunu tanıtırken, bu olgunun dünyanın farklı yerlerinde tarihini, arka planını ve nasıl ortaya çıktığını inceleyeceğiz. Bu podcast için kullanılan kaynak, İran’da Al-Mustafa Uluslararası Tercüme ve Yayıncılık Merkezi tarafından basılan Mustafa İskenderi’nin ‘’Sömürgeyi Tanıma’’ adlı kitabıdır. Merhabalar.’’Başlangıçtan Günümüze Kadar Sömürgecilik’’ podcast serisinin ilk bölümüyle sizlerleyiz. Bu bölümde sömürgeciliğin kökenini,[...]
- Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Bu program dizisinin önceki bölümlerinde sömürgecilik sözcüğünü, onun tarihini ve arka planını tanımıştık. Ayrıca sömürgeciliğin farklı dönemlerini açıkladık ve sömürgeciliğin eski, yeni ve modern olmak üzere üç döneme ayrıldığını gördük. Eski ya da klasik sömürgecilik; 15. yüzyılda başlayan ve 19. yüzyılın sonuna kadar süren ilk sömürge dönemini ifade etmektedir.[...]
- Merhaba sevgili dinleyiciler. Başlangıçtan Günümüze Kadar Sömürgecilik podcast serisinin ikinci bölümüne hoş geldiniz. Bu serinin ilk bölümünde sömürgecilik kelimesini tanıtmanın yanı sıra, bu utanç verici olgunun arka planını ve tarihini öğrendik. Sömürgeciliğin büyük ölçüde 15. yüzyıldan itibaren başladığını gördük. Rönesans’la birlikte Avrupa’da bilim ve sanayi alanındaki gelişmelerle devam etmiştir. Avrupalıların; keşif yolculukları gibi görünen ancak[...]
- Podcastimizin dördüncü bölümünde de ağırlıklı olarak Mustafa İskenderi’nin ‘’Sömürgeyi Tanımak’’ adlı kitabından yararlanılmıştır. Sömürgeye neden olan faktörler tanıtılacak ve incelenilecektir. Lütfen bu podcast yolculuğunda bize eşlik ediniz. Merhaba. Ben.... ve siz ‘’Başlangıçtan Günümüze Kadar Sömürge’’ podcast serisinin dördüncü bölümünü dinliyorsunuz. Önceki bölümlerde sömürgeciliği tanıttık ve eski, yeni ve modern olarak üç dönemi kapsayan farklı sömürge[...]
- Merhaba. Ben.... ve siz ‘’Başlangıçtan Günümüze Kadar Sömürge’’ podcast serisinin beşinci bölümünü dinliyorsunuz. Son dört bölümde sömürgeciliğin tanımını, sömürgeciliğin farklı dönemlerini ve özelliklerini öğrendik. Ayrıca sömürgeciliğe bu uğursuz emelleri gerçekleştirmesinde yardımcı olan Hıristiyan mis Şimdi bu bölümde sömürgeciliğin diğer yönlerini inceleyeceğiz. Bizimle kalyoner grupları, oryantalistler, danışmanlar, aydınlar ve cahiller gibi çeşitli grupları da ele aldık.[...]
- Sevgili dinleyiciler, ‘’Başlangıçtan Günümüze Sömürgecilik’’ podcast serisinin altıncı bölümüne hoş geldiniz. Önceki bölümlerde sömürgeciliğin tanımını, sömürgeciliğin farklı dönemlerini ve özelliklerine değindik. Ayrıca sömürgecilik sürecinin uğursuz hedeflerine ulaşmasında yardımcı olan Hristiyan misyoner ekipleri, oryantalistler, danışmanlar, aydınlar ve cahiller gibi çeşitli grupları ele aldık. Ayrıca sömürgeciliğin farklı boyutlarını ve yöntemlerini siyasi ve kültürel açıdan ele inceledik. Şimdi[...]
- Bugünden tam 975 yıl önceye yani miladi takvimle 1048 yılına geri dönün! İran, Neyşabur! Selçukluların hükûmeti! Bu yılda "Ğiyaseddin Eb'ulfeth Ömer bin İbrahim Hayyam Neyşaburî" olarak adlandırılan bir çocuk dünyaya geldi. Bu çocuk yüzlerce yıl sonra sadece İran'da değil, dünyada ünlenir ve ona saygı olarak "NASA", Ay'daki bir yanardağı ve gök cisimlerindeki bir küçük gezegeni[...]
- Çağımızdaki çeşitli ilim dallarında yaşanan ilerlemeler, yüzyıllar önce bilimin ve bilginin yoluna ışık tutan düşünürlerin çabalarına borçludur. Bu düşünürlerden biri de hiç şüphesiz Hekim Ömer Hayyam Nişaburi’dir. Matematik ve astronomi galaksisinde tıpkı bir yıldız gibi parlayan bir alim. Biz bu bölümde Ömer Hayyam’ın matematik ve astronomi dallarındaki başarılarına bir göz atarak bu büyük düşünürün bilimsel[...]
- Geçen bölümde Ömer Hayyam’ın matematik, cebir ve nücum (astroloji) hakkındaki çalışmalardan söz ettik. Onun takvim sorununu nasıl giderdiğini ve Celali takvimi adında bir takvim kurduğunu belirttik. Ayrıca Hayyam’in ilk kez 3 bilinmeyen denklemlerin çözümü için bulduğu yöntem ve binom genişleme katsayılarını belirlediğini söyledik. Bu bölümde Ömer Hayyam’ın kişiliğinin bir diğer boyutu ile tanışmak ve şair[...]
- Hayyam’ın adı ilk kez 1703-1936 yılları arasında yaşayan İngiliz oryantalist ve Oxford Üniversitesi profesörü Thomas Hyde’ın “Dinler Tarihi” adlı kitabında geçti. Hyde bu kitapta ilk kez Hayyam’ın rubailerinden birini Latinceye çevirdi. Ardından birçok bahtlı düşünür ve yazar kendi kitap ve eserlerinde Hayyam’dan söz ettiler. Örneğin 1818 yılına Viyana’da kitabını yayımlayan Joseph von Hammer , Hayyam’ın[...]
- Sp1 Merhaba. "Cennet Göçmeni" podcast'ine hoş geldiniz. Bu podcast'imizde son ilahi peygamberimiz Allah Resulü Hz. Muhammed saa'in özel sahabelerinden birini sizlere tanıtacağız. Evet, bu podcast'imizde sizlere Peygamber Efendimiz (saa)'in özel sahabelerinden biri olan "Selman Farsi"den bahsedeceğiz; Resûlullah (s.a.a.)'in ashabı arasında yer alan, inişli çıkışlı bir hayatı olan ve onun yanında özel bir yere sahip olan[...]
- Sp2 İran topraklarından, hakikati arayan, hakikatin peşine düşen, Arap olmayan bir Sahabidir. O kaybettiğini bulmak için yıllarca acı çekti ve sonunda amacına ulaştı.. Önceki bölümde Selman'ın doğum yeri ve eski düzeninden bahsetmiştik. Salman'ın gençliği ve İslam'a giden dolambaçlı yolunu ele almıştık. Şimdi ise Salman Farsi'nin İslam'a nasıl bağlı hale geldiğini hep birlikte dinleyelim. Müzik Sp3[...]
- Sp3 Allah zulme boyun eğmeyi kabul etmez. Zulmü kabul etmek insan onuruna yakışmaz. Allah asla insanın baskı altında olmasını da istemez; Bu yüzden özgürlüğünün yollarını hazırlamış ancak seçimi kendine bırakmıştır. Allah'ı sahibi olarak gören kişi; kendini sırf Allah'ın kulu olarak görür, hiçbir insana kulluğu kabul etmez ve Allah'a karşı tevazuyu mübah gördüğü ölçüde; Allah'ına muhtaç[...]
- Ülkeleri ve diyarları kara ve deniz sınırları bir birinden ayırırken milletleri de kültürel sınırlar bir birinden farklı kılar. Kültürel eserler ve miraslar, her milletin tarihi ve sosyal işaretleri sayılır ve onları korumak, o milletin tarihi ve mazisini koruma anlamına gelir. İran ise tarih, kültür ve medeniyet alanlarında derin ve parlak mazisi olan bir devlettir. Bir[...]
- Geçen bölümde sohbetimizin amacını anlattık ve kültürel mirası ve maddi ve manevi olmak üzere ikiye ayrıldığından, İran’ın kültürel mirası ve son asırlarda yağmaya uğramasından söz ettik. Geçen bölümde ayrıca İran’ın manevi kültürel mirası olan ünlü şahsiyetlerle tanışmak için her şeyden önce İran’ın kültürel mazisi ve kimliği ile tanışmak gerektiğini beyan ettik. Şimdi söze kaldığımız yerden[...]
- Geçen iki bölümde kültürel mirası ve maddi ve manevi olmak üzere ikiye ayrıldığını, İran’ın kültürel mirasını ve asırlar boyu yağmalandığını anlattık. Geçen bölümlerde ayrıca İranlı mefahirlerle tanışmak için her şeyden önce İran’ın tarihi kültürü ve kimliği ile tanışmak gerektiğinden söz ettik, ayrıca İran’ın inişli çıkışlı tarihini kısaca gözden geçirerek Aria soyunun İran platosuna göçünedeğindik. Geçen[...]
- Geçen bölümlerde perslerin İran’da Hahameneşi adı ile ilk ve en büyük imparatorluğu inşa ettiklerini ve İran platosunda yer alan tüm medeniyetleri birleştirmeyi başardıklarını anlattık. Hahameneşiler ilk kez kraliyet caddesini inşa etti ve böylece bu caddenin geçtiği bütün topraklarda yaşayan çeşitli kavimlerin ve milletlerin maddi ve manevi irtibat kurmalarına imkan sağladı. Kraliyet caddesi Şuş topraklarından başlıyor[...]
- Geçen bölümlerde İran coğrafyasından, Hahameneşi hanedanından Eşkanilere kadar kurulan imparatorluklardan ve İran kültürünün dünyanın yarısı üzerinde nüfuzundan söz ettik. Eşkanilerden sonra Sasanilerin iktidarın başına geçmesi ile İranlıların imparatorlukları ve coğrafyasında önemli ve belirleyici bir değişiklik yaşanmadı ve İran eskiden olduğu gibi o dönemin uygar dünyasının yarısına kadar olan bir alana hükmetti ve diğer yarısını Roma[...]
- Yine dedik ki Sasaniler iktidarının düşmesi ve İran milletinin İslam dinini benimsemesinin ardından bu nüfuz alanı azalmadığı gibi daha da genişledi ve İranlılar Emevi ve Abbasi hilafetlerinde anahtar konumları ele geçirerek nüfuz alanını dünyanın en ücra köşelerine kadar yaymayı başardı. İranlı Müslümanların ilk kez ayak bastığı uzak yörelerden biri, Avrupa’nın güneyinde, İspanya’nın Endülüs topraklarıydı. Müslümanlar[...]
- ve yine Türklerin İran üzerinde nüfuz ve sultasının Gazneviler hanedanı ve ardından Selçuklular iktidarı ile başlayarak yaygınlaştığını anlattık ve dedik ki Türkler her türlü etnik bağdan bağımsız bir şekilde İranlı kralların yaptıkları gibi hükümet ettiğini ve hatta bazı Türk hükümdarları kendileri için İranlı olduklarını gösterecek şecereler uydurduklarını beyan etti. Yeni yeni İslam dinini benimseyen Selçuklu[...]
- Geçen bölümlerde ayrıca eski çağlarda Fars dilinin yaygınlaşmasından da söz ettik. Şimdi ve daha ileriki bir kaç bölümde Fars dinini dünyada nasıl yayıldığını ve nüfuz alanı nerelere kadar uzandığından söz edeceğiz. Dil, her kültürün yapıcı, önemli ve belirleyici unsurlarından biridir. Dil, bir kültürün kuşaktan kuşağa aktarılmasında en önemli etken ve araç olduğundan, aktardığı kültürün sürekliliğin[...]
- Geçen bölümde yine Sasaniler ve islamiyetin ilk yüzyıllarında İran’da resmi dilin Pehlevi dili olduğunu, ancak bu dil yazılı ve sözlü manada sergilediği karmaşık yapı itibarı ile evrenselleşecek bir dil özelliğini sergilemediğini ifade etti.O dönemde İranlılar Arap dilini uluslararası düzeyde benimsenebilecek bir dile dönüştürdüler ve bu dili uluslararası düzeyde kültürel faaliyetleri için bir araç olarak kullandılar.[...]
- Yine dedik ki Samaniler döneminde yerli dil olarak kullanılan Fars dili, İran’ın Türk kökenli kralları tarafından resmi dil olarak kullanıldı ve başka kavimlerden ve kültürlerden sözcük ve kavramları benimseme yeteneği sayesinde uluslararası bir dil olma kapasitesini ve yeteneğini ortaya koydu.Kameri 6. Yüzyılda İslam dünyasının geniş topraklarının büyük bir bölümü İran kültürü etkisi altında yetişen ve[...]
- Mevlana, Nizami Genceyi, Şeyh Şahabeddin Suhreverdi, Ebureyhan Biruni, Hoca Nasireddin Tusi, sözünü ettiğimiz İranlı bilgin, arif ve düşünürlerin örnekleridir. Bugünkü sohbetimizi ise İran’ın kameri 3. Ve 4. Yüzyıllarında yaşayan büyük filozofu Farabi’ye ayırdık. Ebu Nasr Muhammed Bin Muhammed Farabi kameri 257 yılında Farab diyarında dünyaya geldi. Gerçi Farabi’nin kesin nerede doğduğu konusunda tarihçilerin arasında görüş[...]
- Yine dedik ki tüm İranlı ve yabancı tarihçiler ve uzmanlar Farabi’nin İranlı olduğu konusunda hemfikirdir ve onun ve ailesinin İranlı olduğunu vurguladığı gibi bazı kaynakların Farabi’nin Türk olduğu ile ilgili yanlış iddialarını reddettiğini ve bunu çeşitli kaynaklarda beyan ettiklerini anlattık. Geçen bölümde ayrıca Farabi’nin kendi çağında yaygın olan bilimlerde emsalsiz bir bilgin olduğunu ve bir[...]
- Biruni matematik, coğrafya, jeoloji, antropoloji, fizik ve nücum bilimlerinde kendi çağının önde gelen bilginlerinden biriydi. Biruni yazılarında her hangi bir bilimsel konunun tarihi geçmişine de işaret eden ilk bilginlerden biridir. Bu büyük bilgin yerkürenin çapı ve çevresini hesaplayan, 18 metal ve değerli taşın yoğunluğunu ölçen, coğrafya haritalarının çizimi için yeni bir metot geliştiren, kentlerin arasındaki[...]
- BM’nin Viyana binasının önünde beşeriyet tarihinin dört büyük müneccim, hekim ve aliminin büstü göze çarpıyor. Bu dört büyük düşünürün dünyanın neresinden ve hangi millete ait olduğunu düşünüyorsunuz? İlk büst İranlı büyük filozof ve düşünür ve hekim Ebu Ali Sina’ya ait. İbni Sina Şifa adlı felsefe kitabı ve Kanun adlı tıp kitabı ile dünyaca ünlü bir[...]
- Biruni’nin en önemli eserlerinden biri “Asarul Bakiye An Karunal Haliye” adlı eseridir. Bu eseri uzun süre önce Avrupa dillerine çevrilerek yayınladı ve dünya tarih yazarlığının en büyük şaheserlerinden biri sayılır. Biruni bu eserin bir bölümünde kürenin nasıl düz bir yüzey haline getirilebileceğinin yollarını irdeledi ve yine coğrafya haritalarını çizmek için yeni yöntemleri gündeme getirdi. Avrupalı[...]
- Ebu Cafer Muhammed Bin Musa Harezmi Abbasi döneminin ünlü İranlı matematikçi, müneccim, filozof, coğrafya ve tarih bilginidir. Harezmi’nin kesin doğum ve vefat tarihi bilinmiyor. Harezmi kameri 185 yılından önce Harezm kentinde dünyaya geldi. İki müslüman tarihçi İbni Nedim ve İbni Kefti, Harezmi’nin Herezm kentinden olduğunu ve bu yüzden Harezmi olarak lakaplandırıldığını belirtiyor. Harezm kenti Özbekistan[...]
- Bilim tarihi yazarı George Sarten Harezmi’den söz ederken miladi 9. Yüzyılı Harezmi çağı olarak adlandırıyor. Eristid Marr ise Harezmi hakkında şöyle yazıyor: Günümüzde tarihi bir gerçeği inkar edemeyiz, o da şu ki Muhammed Bin Musa Harezmi, cebir ilminde Avrupalı milletlerin gerçek öğretmenidir. Harezmi festivali, her yıl İran’da Ebu Cafer Muhammed Bin Musa Harezmi’nin anısına düzenlenen[...]
- Arap yarımadası hurafe, fesat ve cahillik karanlığında sürüklenirken, putperestlik ayini Mekke’nin müşrik toplumunu bir avuç taş ve ahşap parçası karşısında hor ettiği ve zillette düşürdüğü bir sırada İslam güneşi yavaş yavaş cahilliğin karanlık bulutlarını aralayarak Mekke’yi hidayet nuru ile aydınlatmaya başladı. Bu güneşin nuru ilk günlerde kısıtlı ve renksiz gibi gözüküyor ve cahiliye Arapların kibirli[...]
- O gece Amine çok tuhaf bir duygu içindeydi. Eşi Abdullah’ın vefatı üzerinden bir kaç ay geçiyor ve Amine gecelerini ve gündüzlerini eşini kaybetme duygusu ile geçiriyordu. Şimdi ise bebeklerinin doğum an yaklaşmıştı. O anlarda Amine kendi kendine, keşke Abdullah hayatta olsaydı ve onu yalnız bırakmasaydı, diyordu. Ve sonunda o muhteşem an geldi ve yüce Allah’ın[...]
- Hz. Muhammed –s– gençlik çağını Arap yarımadasının cahiliye toplumunda en seçkin insani ve sosyal faziletlerden yararlanarak geride bıraktı. O hazret o dönemin beşeri camiasının en yüce ve emsalsiz şahsiyetiydi, nitekim Kur'an'ı Kerim de Hz. Muhammed’e –s– hitaben sen en seçkin ahlaki faziletlere sahipsin, şeklinde buyurur. Hatice, Kureyş bezirganlarından Hüveylid’in kızıydı. Hatice uzun bir süre kendisinin[...]
- İslam Peygamberi’nin –s– bisetinden Mekke’den hicret ettiği güne kadar 13 yıllık bir süre geçti. Bu süre içerisinde o hazret ve arkadaşları bir çok hadise ile karşılaştı. Bugünkü sohbetimizde bu hadiselerden bazılarını gözden geçirmek istiyoruz. Tarih sayfaları insanları saadet, barış ve dostluğa doğru hidayete erdirmeye çalışan ve güzel ve güvenli bir dünya inşa etmek için çaba[...]
- Günler ve aylar gelip geçiyordu. Kur'an'ı Kerim ayetleri İslam Peygamberi’nin –s– kalbine nazil olduktan sonra mübarek dilinden dışa vuruyor ve hakikat peşinde olan insanların kalbini ve ruhunu aydınlatıyordu. Allah Resulü –s– insanları tevhide ve yegane Allah’a tapmaya davet ediyordu. Putperestlik, kölelik düzeni, rüba ve cahiliyenin yanlış ve çirkin gelenekleri, her gün Resulullah efendimiz –s– tarafından[...]
- İslam Peygamberi –s– Medine kentinde İslamî hükümetin temelini atmakla aslında tarih sürecinde beşeriyetin önüne yep yeni bileşenleri olan ideal bir yönetimin en parlak örneğini koydu. Bu hükümette Allah Resulü –s– ne makam, ne şan ne şöhret ve ne de güç ve iktidar peşindeydi. İslam Peygamberi –s– sadece beşeri adalet hükümetini inşa etmeyi düşünüyordu, öyle ki[...]
- Hicretin onuncu yılının Zilkade ayında İslam Peygamberi –s– müezzinlere yüksek sesle o hazretin bu yıl Hac ziyaretine gideceğini duyurmalarını emretti. Zilkade’nin 25 veya 26. gününde bazıları sayılarını yüz bin olarak beyan ettiği muazzam Hac kafilesi İslam Peygamberi’nin –s– önderliğinde Medine’den ayrıldı. Allah Resulü –s– Şecere camiinde ihram bağladı ve lebbeyk dedi ve Müslümanlar da o[...]
- İslam dini Allah Resulü’nün -s- tertemiz kalbine vahiy meleği aracılığı ile nazil oldu ve o hazret Allah teala tarafından kendisine nazil olan sözden başka hiç bir söz dile getirmedi. Bugünkü sohbetimizi İslam Peygamberi’nin -s- bu değerli mirasından kısaca söz etmeye ayırdık. Evet değerli dostlar, geçen bölümlerde İslam Peygamberi’nin -s- engebeli ve çaba ve emek dolu[...]
- Bu ilahi dinin sayısız getirileri ile şimdiki beşeri medeniyeti de sayısız ilerleme ile karşı karşıya getirdiği kesindir. Şimdi hep birlikte Allah Resulü’nün –s– değerli mirası olan bu semavi dini tanıtmaya devam etmek istiyoruz. Geçen bölümde İslam dini, Allah Resulü’nün –s– ebedi mirası olduğunu ve insanları yüce Allah ile teamüle ve bunun yanı sıra toplumla ve[...]
- Şimdi ise sohbetimizin devamında Allah Resulü’nün –s– en değerli miraslarından biri olan ve o hazretin nübüvvetinin en büyük belgesi sayılan Kur'an'ı Kerim’den söz etmek istiyoruz sizlere. Kur'an'ı Kerim yüce Allah tarafından insanları hakka doğru hidayete erdirmek amacıyla son Peygamberi Hz. Muhammed’e –s– nazil edilen semavi kitaptır. Kur'an'ı Kerim İslam Peygamberi’nin –s– mucizesidir. Bu ilahi kitap[...]
- Bu sohbetimizde Hicri Şemsi 14'üncü yüzyılın en önemli gelişmelerini ele almak istiyoruz. Tarihte özellikle de çok da uzak olmayan geçmişte olup bitenler ve gelişmeleri bilmek daha iyi gelecek inşa etmek isteyen toplum ve insanlar için büyük bir öneme sahiptir. Bu noktadan yola çıkarak Hicri Şemsi 14'üncü yüzyılda hızlı bir şekilde gerçekleşen gelişmelerin bilinmesinde de fayda[...]
- Bu bölümde Hicri Şemsi 14'üncü yüzyılda Din konusunu ve dini gelişmeleri ele alacağız. Tarih boyunca "din" insan hayatının en önemli parçalarından biri olmuştur. Çeşitli biçimleri ve tanımlarıyla dinin bireysel ve sosyal kimliğinde önemli bir rol oynamadığı toplumu nadiren görüyoruz. Dünyada dinsizleştirme, esas olarak on dokuzuncu yüzyıl Avrupa'sında, Ortaçağ dini egemenliğine tepki olarak gelişen ve laiklik olarak[...]
- Bu sohbetimizde Hicri Şemsi 14'üncü yüzyılın en önemli gelişmelerini ele almak istiyoruz. Hz. Muhammed'in Mekke şehrinden Medine'ye göçüne ve hicretine dayanan Şemsi takviminde 2021 yılı Şemsi 1400 yılına denk geliyor. Aslında Hicri Şemsi 1400 yılı 14'üncü Şemsi yüzyılın son yılıdır. İlk Şemsi yüzyılı ve Hz.Muhammed'in biseti ve hicretinden sonra belki de on dördüncü Şemsi yüzyılı, son on[...]
- Bu sohbetimizde Hicri Şemsi 14'üncü yüzyılın en önemli gelişmelerinden bir başkasını ele almak istiyoruz. Yüz yıl yüz gelişme isimli sohbetimizin bugünkü bölümünde İran ve dünyanın kültürel ve sanatsal olayları ile ilgili sizleri bilgilendirmeye çalışacağız. Yeni sanat akışları ve ekollerinin ortaya çıkışı, dijital dönemdeki sanat geçmişi, yeni ve taze sanat eserleri ve ürünlerinin piyasalara sürülmesi ile[...]
- Kaçar kralının zafiyeti ve İran'daki kargaşalar ve birçok siyasetçi ve yetkilinin ilgisizliği nedeniyle İngilizler tarafından darbe planlaması ile iktidara gelen Rıza Şah, beş yıldan az bir sürede insanlar üzerinde otoriter ve mutlak bir monarşi kurmayı başardı. İran halkı, Hicri Şemsi on dördüncü yüzyılda, bazıları yurtdışında bile büyük etkiler bırakan birçok olay yaşadı. Bu olayların bazıları biraz acı[...]
- İslami Uyanış hareketi ve olgusu, İslam dünyasında, Batı Asya'da ve uluslararası düzende İslam'ın canlanması ve reformcu girişimlerin yaşanması bağlamında incelenebilir. Birçok İslam tarihi araştırmacısının düşüncesine göre, İslami uyanışın kökenleri, yaklaşık iki yüzyıl öncesine kadar dayanmaktadır. Batılı sömürgecilerin İslami ülkelere gelmesi ile İslam aleminin servetleri talan edilmeye başlandı. Bir yandan da Batı kültürü İslam alemine aşılanmaya başlandı. [...]
- 1921 yılına denk gelen Hicri Şemsi 14'üncü yüzyılın başlangıcında İran, Birinci Dünya Savaşının yıkıcı sonuçları ile karşı karşı kalmıştı. Bu büyük savaşın sonuçları ve etkileri, Avrupa sınırları ile kısıtlı kalmamış, İran dahil Batı Asya bölgesi ülkelerinde de acı verici olaylara ve vakalara yol açmıştı. İran'ın bu savaşta, en büyük maddi ve manevi hasarı gördüğünü söylesek doğru[...]
- Rıza Şah , Hicri Şemsi 1304 yılında yani 1925 yılında iktidara gelen Pehlevi hanedanının kurucusuydu. 1921'de İngiliz planıyla bir darbe düzenlemiş ve beş yıldan kısa bir süre içinde, savaş bakanı olmuştu. Böylece nüfuzunu artırmak için ülkenin iç kargaşasını ve Kaçar kralının zayıflığını kullanıp ardından başbakan oldu. Sonunda, ajanları tarafından yaygın bir sahtekarlıkla seçilen Kurucu Meclis üyeleri,[...]
- Arabistan yarımadası toprakları yüzyıllar boyunca Osmanlı Türkleri tarafından yönetilmiş ve Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarından sonra yerel yöneticilerin çabaları ve İngiltere ve ABD'nin desteğiyle Al-ı Suud hanedanı bu topraklarda iktidarı ele geçirmiştir. Hicri Şemsi geçen yüzyılın önemli olaylarından biri, iki yüzyıldan fazla bir süredir kurulduğundan beri parazit gibi İslam dinini yok etmeye ve değerlerini boşaltmaya çalışan[...]
- İngilizler Rıza Şah Pehlevi'yi kendi gayrı meşru çıkarlarını sağlamak için İran'da iktidara getirdikleri şekilde bu kez de onu kendi çıkarları yolunda engel olarak görmeye başladıklarında, Rıza Şah'ı İran içindeki tüm gücüne rağmen kolay bir şekilde iktidardan aldılar ve onu sürgüne gönderdiler. Bahsettiğimiz gibi, İran'da İslam karşıtı politikalarını sürdüren Rıza Şah, Ocak 1936'da kadınların İslami kıyafet giyme[...]
- İran'ın çağdaş tarihi, özellikle de Pehlevi saltanatının hakimiyeti dönemi, daha çok dış modellerden ve gelişmelerden uyarlanan ve sonuçta toplumun hareketini de belli başlı sorunlar ile karşı karşıya bırakan sayısız gelişmelere sahne olmuştur. Rıza Han hükümetinin işbaşına gelmesi ile, toplumdaki değerlerin altüst edilmesi süreci de başladı. Bu çalkalanma ve halkın değerlerini ve inançlarını sarsma girişimleri Pehlevi[...]
- 21 Şubat 1921 darbesi, İran'da Rıza Han Mirpenc'in iktidara gelişinin ve siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda bir dizi kapsamlı gelişmenin başlangıcıdır. Bu eylemler ve sonuçta ortaya çıkan değişiklikler sanatçılar, yazarlar ve şairler arasında güçlü muhalefet ve eleştirilere yol açarak hükümeti güçlü tepki vermeye ve yaygın sansür uygulamaya teşvik etti. İlk İranlı sesli film, 1933 yılında[...]
- "portakal" Farsçada bir çeşit meyvedir. Turunçgillerden, bazen tatlı, bazen ekşi ve bazen de mayhoş tadındaki bir meyve. Eğer soğuk alıp üşütürseniz, bir bardak portakal suyu, size iyi gelebilir, çünkü adeta C vitamini deposudur. C vitaminin küçük askerleri portakalda "hazır ol" durumda oturmuş, kabuğun açılması, ağıza girmeyi ve sizin bedeninize girerek her şeyi daha iyi hale[...]
- "İnsanların birçoğu dünyaya gönül bağlayan papazlar, rahipler ve rahibelerin alçaklığı ve aşağılıklarını görünce şoke oluyorlar ve hatta imanlarını bile kaybedebilerler. Tüm papazlar oburluk ve şarapçılığa boğulmuştur, bu yüzden şimdi rahiplerin toplumuna hercai insanların genelevine diyorlar." Bu cümleleri Will Durant, Uygarlık Tarihi "History of Civilization" adlı kitabında kaleme almıştır. -+-+-+Ara+-+-+- Dünya tarihi adlı podcastin ikinci bölümü[...]
- Kristof Kolomb İtalyan bir denizciydi ve Hindistan’a gitmek için yola çıktı fakat Amerika’ya ayak bastı, üstelik buranın yeni bir kıta olduğunu bilmeden. Yıllar sonra İspanyol bir denizci olan Amerigo Vespucci bu yeni kıtaya gitti, fakat bir farkla, o buranın yeni bir kıta olduğunu biliyordu. Vespucci bu kıtayı inceledi ve bazı haritalar hazırladı. O tarihten sonra[...]
- Miladi 15. asırda deniz korsanları, İngilizlerdi. 16. asırda ise İngiliz deniz korsanları pratikte vatansever insanlar sayıldılar. 2022 yılında Yemen petrol firması yürütme direktörü bir basın toplantısında İngiltere ve Amerika’nın kendi siyasi ve askeri hedeflerine ulaşmak için korsanların siyasetini izlediklerini söyledi. Temmuz 2023’te Wall Street Journal gazetesi Amerikan federal savcılarının İran’a ait 800 bin varil petrolünü[...]
- İspanya ve Portekiz’in dünya kaynakları konusundaki rekabeti devam ediyordu. Onların her biri Amerika, Afrika ve Asya’da daha fazla sömürgenin peşindeydi ve hala Papa VI Alexander’ın çizdiği çizgi konusunda pazarlık ediyorlardı. Fakat yine de hiç biri Portekiz ve İspanyol prens ve prensesler arasında evlilikleri engelleyemiyordu, her bir ülke günün birinde yapılan bu evliliklerden yarar sağlayabilecekleri umuduyla[...]
- Amerika kıtasının farklı yerlerinde İngilizlerin varlığı her geçen gün artarken hükümet de farklı grupların bu bölgelere göç etmesini ve Amerika'da İngiliz kolonileri kurmasını teşvik ediyordu. O yıllarda İngiltere’de tuhaf bir mezhep şekillendi, “Kuveykırlar” İngilizce “Quaker” olarak bilinen bu mezhebe inanlar, Tanrısal ışığın büyüklüğü ve parlaklığından tamamen büyülenmiş bir şekilde heyecanlı ve titreyerek konuştuklarından, karşıtları onlara[...]
- Henry altın, fildişi ve Afrika biberine aşık biriydi fakat onun için Afrika’nın bir diğer çekici yönü de vardı, köle. Eski çağlardan beri kölelik, dünyada yaygındı. Savaşlarda esir olan veya kafilelere saldıran eşkıyaların eline düşenler, bazen hiçbir ücret almadan başkalarının hizmetine verilirlerdi. Fakat Avrupalıların deniz yolculukları ile yeni topraklar ve kıtaları ele geçirdikleri dönemde, kölelik yeni[...]
- Sizlinle dünya tarihi adlı podcastimizin 8. Bölümünde beraberiz, kıymetliler. Tarih ve filler, insanlar ve adlarını dahi bilmediğimiz bir çok canlıdan hatıralar. -+-+-+-+-+-+-+ Avrupalılar, daha fazla nsanı köleleştirmek için Afrika kıtasında iç savaş ateşini her zaman canlı tutuyorlardı. Ancak onlar bu yöntemlerle yetinmediler ve mümkün olan her yerde ve her zaman insanları da avladılar. Bazen ormanın[...]
- Dünya tarihi podcastimizin 9. Bölümünü dinliyorsunuz, alışverişlerin, malların ve "insan hakları" dediğimiz şeylerin tarihi ve anıları. -+-+-+-+ ara +-+-+-+- 1789 yılında tüm Fransa'da büyük bir devrim yaşandı. Fransa halkı sınıf sistemine ve kraliyet yönetimine karşı çıkmış ve krallarının baskısından bıkmıştı. Cumhuriyetçi bir sistem istediler ve devrimlerini eşitlik, kardeşlik ve özgürlük sloganıyla şekillendirdiler. Fransız halkı ideallerini[...]
- Bu, dünya tarihi podcast serisinin bir başka bölümüdür; büyük tarlalar, yüksek binalar, fabrikalar ve ticarethaneler. -+-+-+-+ ara +-+-+-+- Amerika’nın büyük tarlalarında köleleri büyük binalarda tutuyorlardı. Bu binalar genelde ahşaptan yapılmış ve her birinde yaklaşık 200 köle yatabilirdi. Binaların bazıları taştan duvarlar ve kiremitten çatıları vardı, içleri tamamen karanlıktı, fakat duvarda demir parmaklıklarla korunan pencere adında[...]
- İlk Avrupa gemilerinin yeni kıtalara ulaşmasından yüzlerce yıl önce, Avrupalı krallar kendilerini Avrupa'nın en yüksek dini otoritesi olan papaları seven ve takipçileri olarak tanıtmak zorundaydılar, bu yüzden verdikleri her karara dini bir hava ve renk katmak zorundaydılar. Bu yüzden aynı krallar, başka kıtaları işgal ettikleri, yeni yerler fethettikleri zaman, Hıristiyanlığı yaymayı amaçladıklarını iddia ediyorlardı. Bu[...]
- Avrupalı rahipler, ancak güçlü hükümetlerin olmadığı veya insanların dağınık kabileler halinde yaşadığı ülkelerde insanları zorla Hıristiyanlaştırabiliyorlardı. Ancak güçlü yöneticilerin olduğu topraklarda Hıristiyanlığı gizlice yaymak zorunda kaldılar. Bu tür ülkelerdeki Avrupalı rahipler, tıpkı Çin'e girmeye çalıştıklarında olduğu gibi, keşiş ve rahip görünümüne bile sahip değillerdi. Ming Hanedanlığı'nın Çin'i yönettiği 16. yüzyılda Çinliler, Avrupalıların Hıristiyanlığı yayarak başka[...]
- İran'da Kaçar Hanedanı'nın iktidara gelmesiyle aynı dönemde, yani 18. yüzyılın ikinci yarısında İngilizler, Hindistan'ın işgalini tamamladı. Artık İran ve diğer Orta Asya ülkeleri onlar için özel bir önem taşıyordu. Çünkü bu bölgeler Hindistan'ın komşusuydu ve güçlenmeleri halinde Hindistan'a saldırabilirlerdi. Öte yandan İngiltere'nin Avrupalı rakipleri de bu rotalardan Hindistan'a ulaşabiliyordu. 1834'te Hindistan'ın İngiliz hükümdarı, askeri durum[...]
- Sömürgecilerin farklı topraklara ayak bastığı ilk yıllardan itibaren Hıristiyan misyonerlerin eliyle klinik ve hastanelerin kurulmasına da başlanmıştır. Misyonerlere göre hastaları tedavi etmek, acılarını ve ızdıraplarını azaltmak, insanları Hıristiyanlığa davet etmenin en iyi yollarından biriydi. Belki de en ünlü tıp misyoneri David Livingstone'dur 1841'de Güneydoğu Afrika'ya ayak basan bir İskoçyalıydı. Livingston, siyahların acılarını dindirmek için bir[...]
- Günün birinde Brezilya hava yollarının bir uçuşunda 50 yaşlarında beyaz bir kadın koltuğunu buldu ve siyah derili bir adamın yanında olduğunu fark etti. Sinirli bir şekilde uçuş hostesini çağırdı. Hostes “Sorun nedir hanımefendi?” sorunca, beyaz kadın, “Görmüyor musun? Benim yanımda zenci bir adam oturuyor. Ben yanında oturamam, benim koltuğumu değiştirmeniz lazım!” dedi. Hostes gitti ve[...]
- Anlatılan hikayelere göre Sokrates bazen kentin giriş kapısı önünde oturup yabancıları selamlardı. Günün birinde bir yabancı yanına gelerek şöyle dedi: ben sizin kentinizde oturmak istiyorum. Buranın halkı nasıl insanlardır? Sokrates buna karşı şöyle sordu: Ana vatanında nasıl insanlar yaşıyor? Yabancı şöyle dedi: Pek iyi insanlar değiller. Yalan söylüyor, düzenbazlık yapıyor ve hırsızlık yapıyorlar. Bu yüzden[...]
- 1830'da Amerikan başkanı Kongre'de yeni bir yasayı onayladı; bütün Kızılderililer Mississippi Nehri'nin doğusuna göç etmek zorunda kaldı. Bu kanuna göre; Nehrin doğusu Kızılderililerin kalıcı toprağı haline geldi ve hiçbir beyaz adamın oraya ayak basma hakkı yoktu. "Creek Kabilesinin Şefi" 100 yıllık yaşamı boyunca beyazların doğu kıyılardan Amerika'nın içlerine doğru yavaş yavaş ilerleyişini görmüş ve Kızılderililerin[...]